Haberler

Haberler

Keşif dalışında 1100 yıllık amfora buldular

z16.09.2024



İstanbul'un tarihî kökleri derinlere uzanırken, Tuzla’da önemli bir keşif yapıldı. Tuzla Belediyesi Dalış Ekibi, Tuzla kıyılarında gerçekleştirdiği araştırmalarda milattan sonra 9. ve 11. yüzyıllar arasına tarihlenen Doğu Roma İmparatorluğu’na ait bir amfora parçası buldu. Bulunan amfora parçası Tuzla Belediye Başkanı Eren Ali Bingöl’e hediye edildi. Tuzla’da kurulması planlanan Denizcilik Müzesi’nin ilk denizaltı kalıntısı olarak tarihe geçen amfora, aynı zamanda bölgedeki zengin kültürel mirası da gözler önüne serdi.

M.Ö. 74 yılında Roma toprağı olan ve tarihte birçok imparatorluğun kültürüne ev sahipliği yapan Tuzla'da, 130 metre uzunluğundaki Manastır Dalgakıranı’nın altında dört kişilik bir ekip tarihi zenginlikleri ortaya çıkarmak için su altına daldı. Tuzla Belediyesi Dalış Ekibinden Yener Kuşçu, Özkan Öndersoy, Ömer Karakaş ve Gökhan Karakaş, su altında 40-50 dakika süren bir inceleme gerçekleştirdi. Araştırmalar sonucunda, amforanın yalnızca baş kısmına ulaşıldı. Amforanın iki kulpunun sağlam kalmış olması ve gövdesinin kekamoz yapısı, bu buluntunun eski tarihlere dayandığını ve bölgede batık gemilerin varlığını ortaya koyuyor.

“BÖLGEDE MUHTEMELEN BİRDEN FAZLA GEMİ BATIĞI VAR”

Tuzla Belediyesi Denizcilik ve Tersaneler Koordinatörü Gökhan Karakaş, amforanın çok eski tarihlere dayanabileceğini belirtti. Karakaş, "2-6 metre derinlik arasında yaptığımız araştırmada bir amfora parçası bulduk. Ne yazık ki amfora parçasının tamamına erişemedik. Su altı arkeolojisine zarar verme ihtimalini göz önünde bulundurarak, yalnızca yüzeysel bir araştırma yaparak amforanın başını çıkartabildik. İki kulpunun sağlam kalması ve gövdesinin kekamoz yapısı, amforanın eski tarihlere dayandığını gösteriyor. Bu buluntu, Tuzla'nın tarihinin İstanbul tarihiyle eşdeğer olduğunu ve bölgede muhtemelen bir veya birden fazla gemi batığının mevcut olduğunu ortaya koyuyor" dedi.

“AMFORA ZEYTİNYAĞI VEYA ŞARAP GİBİ SIVILAR TAŞIYORDU”

Karakaş, amforanın zeytinyağı, şarap gibi sıvıları taşıdığı tahminini paylaştı. "Amforanın ebatlarına bakarak tahminen 80 veya 100 santimetreden daha küçük olduğunu varsayıyorum. Bu amforalar, genellikle sıvıları taşır ve döneminin konteynırları olarak bilinirler. Altın, gümüş, elmas gibi değerli madenler taşımazlar" dedi.

“EREN ALİ BİNGÖL’E AMFORA PARÇASINI HEDİYE EDECEĞİZ”

Karakaş, “Akritas bölgesine belki Fenikelilerden, belki Yunan Mikanos adasından gelen ticari bir gemiye ait amforayla karşı karşıya olduğumuzu söyleyebiliriz. Bu amfora parçasını Tuzla Belediye Başkanımız Eren Ali Bingöl’e hediye edeceğiz. İstanbul Arkeoloji Müzesi ve diğer ilgili kurumlarla iş birliği yaparak amforanın tarihlenmesi konusunda yardım alacağız. Başkan Eren Ali Bingöl’ün vizyonuyla Tuzla'nın tarihini ve deniz kültürünü zamanımıza kazandırmayı hedefliyoruz” diye ekledi.

“KÜÇÜK BİR PARÇA, AMA TARİHİ BÜYÜK”

Su altı araştırmacısı ve antik amforalar koleksiyoncusu Mustafa Aydemir ise amforanın Tuzla’da bulunmasının tesadüf eseri olmadığını vurguladı. Aydemir, "Bulunan amfora Orta Çağ’da üzüm ve şarap merkezi olarak bilinen Ganos bölgesinde üretilmiştir. Şarap amforası olarak kullanılan bu parçalar, Marmara Adası’ndaki birçok batıkta bulunmuştur. Eski çağlardan beri oldukça önemli bir yerleşim merkezi olan Tuzla, Marmara Denizi’nde denizaşırı ticaretin yoğun olduğu o dönemlerde önemli limanlarda biriydi. Tuzla’nın batıklarında bulunan amfora, bu bölgenin deniz ticaretindeki önemini gösteriyor. Küçük bir parça olabilir, ama anlattığı tarih çok büyük" ifadelerini kullandı.

Tuzla’nın tarihîne ve kültürel mirasına sahip çıkmak için Denizcilik Müzesi’nin gerekliliğini vurgulayan Aydemir, Tuzla’nın denizcilik kültürünü geliştirmenin, geleceğimiz için büyük önem taşıdığını söyledi.

TUZLA'NIN DENİZ KÜLTÜRÜ VE TARİHÎ MİRASI GELECEĞE TAŞINACAK

Derinlere Saygı Dalış Topluluğu’nun oluşturduğu Tuzla Belediyesi Dalış Ekibi, su altındaki zenginlikleri koruma ve tarihe kazandırma görevini üstlenmeye devam edecek. Başkan Eren Ali Bingöl’ün vizyonuyla Tuzla'nın deniz kültürü ve tarihî mirasını geleceğe taşımak hedefleniyor.